Pıtırcık kitaplarının sadece çocuklar için yazıldığını söylemek, bence biraz haksızlık olur. Bir bölüm okuduktan sonra en az bir kez gülmeyecek yetişkin olacağını sanmam. Yakın zamanda pıtrak gibi çıkan ‘Saftirik’ serilerinin çıkış noktasının da Pıtırcık’lar olduğunu düşünüyorum ben.

Çocukların iç sesine ulaşabilmiş ve bunu bütün doğallığıyla aktarabilen, onların gözünden büyüklerin tepkilerini gözlemleyen ama bunlara çok da kafa yormayan, tipik bir çocuğun yaşadıklarını okuyoruz, Pıtırcık’larda.

Çekirdek bir ailenin kendi iç dinamiğini okurken, Pıtırcık’ın ebeveynlerinde bazen kendimizi görmemiz de kitapları büyükler açısından gayet okunabilir kılıyor. Henüz tabletlerin ve bilgisayarların çocukların dünyalarını istila etmediği bir zamanda yazılmış olmaları, onların arkadaş ilişkilerinde ‘oyun kazanmak’tan farklı şekillerde iletişim kurulabileceğini göstermesi açısından ise hala ilham verici.

Ege de dahil olmak üzere, günümüz çocuklarının baş belası olan kitap okumayı yeterince ‘aksiyonvari’ bulmamaları sorununa çözüm olabilecek; iyi bir başlangıç kitabı, Pıtırcık serisi.

Ege’nin okurken yer yer gülmesi, evde olan bitenler karşısında, “Aynı Pıtırcık’ın annesi gibisin” demesi, bence kitapların hala çocuklara ulaşabildiğinin en büyük göstergesi.

İlkokul 2. sınıftan itibaren (okumayı iyice söküp, esprileri iyice anlayabilmeleri için böyle bir sınıflandırma yaptım) tavsiye edebileceğim seride bir çok kitap mevcut: Pıtırcık Tatilde, Pıtırcık Kampta, Pıtırcık Mızmızlanıyor, Pıtırcık Bilinmeyen Öyküler gibi seçeneklerden birini seçip denemenizi öneririm.

Yüzlerce masal kitabı için de bu adresi kullanabilirsiniz.

IŞIL KONAKÇI
12 yıllık kurumsal hayatı ardında bırakarak 12 ve 2,5 yaşlarındaki erkek çocuğu ve Labrador köpeğiyle yaşadıklarını 1 Bebek 1 Çocuk 1 Köpek blogunda 2014 yılından itibaren paylaşmaya başlamıştır.

Pıtırcık Serileri / Goscinny & Sempé yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

(Ege ilkokula başlarken, anaokulundan ayrılacak diye çok üzüldüğüm, bir daha asla hiçbir kuruma bu kadar güvenemeyeceğimi bana hissettiren sevgili anaokulumuz!)

Duman henüz 3 yaşında olmasına ve kitaplar aslında 4 yaş ve üzeri anaokulu çocuklarına yönelik yazılmasına rağmen, renkli ve çok güzel çizilmiş resimleri, ve diyalogları seslendirirken ki ‘yaratıcılığım’ (!) sayesinde, çok beğendiğini görebiliyorum.

Aslında masallar üç ana temada toplanmış: Öykülü Doğru Beslenelim, Artık Büyüyorum ve Gezelim Görelim. Hepsi de, miniklerin yaşamlarıyla çok çok ilgili. En önemlisi de bu yaş çocukların dikkat aralıkları biraz dar olduğundan, okumaya çalıştığımız pek çok kitapta olduğu gibi, sonunu getiremediğimiz olmadı.

Merak uyandırma kısmı ile sonuca gitme kısımları birbirine yakın anlatıldığı için, neden-sonuç ilişkisini kaybetmelerine izin vermeden, hikayeleri onların kafalarında da bir sonuca bağlamak konusunda çok başarılı.

Evet, masalları okuduktan sonra bir kaç ekstra iş çıkmadı değil! Kırmızı Dolap isimli masaldan sonra, zaten toplu olan dolabını ‘toplayan’ ya da Denize Gidiyoruz’dan sonra şimdi tatile gitmek isteyen bir Duman’ı ikna çabalarım halen sürüyor ama masalların miniklere ulaştığı da buradan belli olmaz mı zaten?

Sizi bilmem ama benim için elimizdeki kitabın resimleri hakkında konuşmak; dahası örneğin parka gittiğimizde, masalda anlatılan bir ağacı gösterebilmek , (Konuşan Portakal’dan sonra kiraz ağacı aradığımız doğrudur!), “Tıpkı masaldaki gibi” bir turuncu saçlı kızla karşılaşmak, aldığınız kitapların tükenmemesini sağlıyor ve çocuğun dinleyerek hayal ettiği bazı şeyleri gerçekte görebilmesine ve kıyaslamasına imkan veriyor.

O yüzden biz bu masalları, ve son sayfadaki kısa şiirleri pek bir beğendik.

Devamını bekliyoruz !

Bu arada Hepsiburada’da en çok beğenilen masallar ise burada listeleniyor.

IŞIL KONAKÇI
12 yıllık kurumsal hayatı ardında bırakarak 12 ve 2,5 yaşlarındaki erkek çocuğu ve Labrador köpeğiyle yaşadıklarını 1 Bebek 1 Çocuk 1 Köpek blogunda 2014 yılından itibaren paylaşmaya başlamıştır.

Gönlüme Yakın Masallar: Benim Anaokulum – Kavramlar Dizisi yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Öncelikle şunu belirteyim; hoppalalar ve yürüteçler için, “Ama zararlı değil mi?” diye düşünebilirsiniz ve haklısınız da. Her şeyde olduğu için, azı karar çoğu zarar demek lazım bence. Günde bir kaç kere, 10-15 dakikayı geçmeyecek şekilde kullanıldıklarında, hiçbir zararları yoktur, nitekim ben iki numarayı yürüteçten indirememiş bir anne olarak, gelişiminde bir zarara rastlamadım… Tek gözlemim, yürümeyi hızlandırması oldu; abisi gibi aylarca emeklemedi, hemen yürüdü.

Kısa süren bir iş yapıverecekseniz, bebeğiniz gözünüzün önünde olsun istiyorsanız, ilk 5-6 ay civarında kullanmaya başlayabileceğiniz hoppalalar kullanışlı oluyor, yalnız sürekli aynı yöne dönmemesine dikkat edin; sonra ayaklarını yerden kesmeyi öğrenince epey hızlı ters dönüveriyorlar (ve suratları yemyeşil olabiliyor  ).

İkinci adım olarak, bebek oturmaya başladıktan sonra, onlar için çok çok eğlenceli olan minik arabalar giriveriyor hayatımıza. Her ne kadar ilk zamanlarda itmek bizlere düşse ve ‘Notre Dame’ın Kamburu’ olarak yaşasak bile kısa zaman içinde kendileri ayaklarından kuvvet alarak kendilerini itmeyi keşfediyorlar. Genellikle üstlerinde küçük düğmeleri, kornaları ve ışıkları olan modeller en çok sevilenler arasında ben bizimkilerin saatlerce tepelerinden ayrılmadığını bilirim. Yürümeyi öğrendikten sonra ise dev bir oyuncak araba olarak tepe tepe kullanıldıklarını söyleyebilirim. Özellikle yürümeye teşvik için, kesinlikle işe yarıyorlar.

Veee, benim favorim! Yürüteç arabalar! Üçüncü ve son adım için, nokta atışı yapıyorlar. Ege o kadar sevmişti ki kendisininkini; aynısından Duman’a da aldık, inanın 3 yaşına gelmesine rağmen, oradan oraya koşturarak hala oynuyor arabasıyla. Güvenli bir şekilde itilebilmelerinin yanı sıra, genellikle üzerlerinde bir kaç oyuncak bir arada olduğu için, verdiğiniz paraya değecek, en uzun soluklu kullanılan oyuncak araçların başında geliyorlar, diyebilirim. ‘Ayağa Kalkma’ yı cesaretlendirdikleri gibi, bunda ustalaşan bebekler de, yürüme konusunda kendilerine daha çok güveniyorlar. Bir de bakmışsınız, sizin küçük hanım ya da minik bey, yürüteç arabasına ulaşmak için kendi kendine yanına yürüyüvermiş!

Dikkat etmeniz gereken iki nokta; birden hızlanabilecekleri için, bebeğiniz henüz kendi kendine yürüyemiyorsa, çoğu şeyde olduğu gibi, mutlaka yanında bir yetişkinin olması gerektiği… Diğeri de, tutacak kısımlarının bebeğin boyuna göre ayarlanıp ayarlanmama özelliğini alırken kontrol edin.

Herkese neşeli koşturmalar!

IŞIL KONAKÇI
12 yıllık kurumsal hayatı ardında bırakarak 12 ve 2,5 yaşlarındaki erkek çocuğu ve Labrador köpeğiyle yaşadıklarını 1 Bebek 1 Çocuk 1 Köpek blogunda 2014 yılından itibaren paylaşmaya başlamıştır.

Önce zıpla, sonra adımla, ve KOŞ ! yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Günümüz koşullarında hava kirliliği, stres, sağlıksız beslenme gibi etkenler de saç sağlığımızı etkiliyor. Kopmalar, kırılmalar, dökülmeler, kepeklenmeler, cansızlaşma gibi sorunlar sıklıkla ortaya çıkabiliyor. Peki saçlarımızı tüm bu olumsuz koşullardan korumak mümkün mü? Yıpranan saçların geri dönüşü olur mu? En doğru saç bakımı nasıl yapılmalıdır?

Sağlık ve güzellikle ilgili her şeyde olduğu gibi, saç bakımı da önce içeriden başlıyor. Sağlıklı, organik ve dengeli bir beslenme, bol su, düzenli uyku, saçlarınızın doğal güzelliğini destekleyecek unsurlar arasında geliyor. Tabii bunlar yeterli olmuyor. Saçınıza en doğru bakımı sağlamak için, önce saç tipinizi tanımalısınız. Saçınız ince telli mi, kalın telli mi; kolay mı yağlanıyor, yoksa uçlarına doğru kuruluk mu gözleniyor? Saçınızın doğal sağlığını desteklemek için seçeceğiniz saç ürünlerini, bu sorulara verdiğiniz cevaplar belirleyecek. Saç bakım ürünlerini temizlik, bakım ve şekillendirme olarak üçe ayırmak mümkün. Şampuanlar ve saç kremleri temizlik kategorisine ait. Bakım başlığı altında maskeler ve yağlar sayılabilir. Saç şekillendirme aletleri, jöleler ve spreyler de şekillendirme alanında öne çıkan ürünler arasında. Bu son saydığımız kategori en çok ihmal edilen kategori olabiliyor. Oysa ki saç kurutma ve fön makinenizin kalitesi, saçınızın sağlığını belirliyor! Mesela kaliteli bir bukle kıvırıcı, saçınızı yakmayacak, uçlarını kurutmayacak ve kırmayacaktır. Aynı şekilde jöle deyip geçmemek gerekiyor. Mesela şampuan ve krem saça sürülüp hemen durulanıyor ama jöle, köpük ve spreyler bir sonraki yıkamaya kadar saçta kalabiliyor. Dolayısıyla bu kategoride seçim yaparken olabildiğince alkolsüz, organik, meyve özlü ürünleri tercih etmekte yarar var. Eğer saçınızı çok sık yıkamak istemiyorsanız, yoğun saç şekillendirme ürünü kullandığınız günlerin sonunda, en azından saçınızı tarayabilir, böylece bir miktar da olsa jöleden arınabilirsiniz.

Saç kurutma makinesi

İhmal edilen kategoride biraz daha derinleşelim ve saç kurutma makinelerini mercek altına alalım. Şampuan ya da jöle tercihlerimizi sık sık değiştirirken, saç kurutma makinemizi yenilemek pek aklımıza gelmiyor. Oysa son dönemin ileri teknolojisi sayesinde, kurutma makinelerinden maksimum verim almak mümkün hale geldi. Artık bu makineler kişiye özel ürünler olarak tasarlanıyor. Siz de kendi tercihlerinize ve saç yapınıza uygun bir fön makinesi alacaksanız, takip edebileceğiniz bazı öneriler bulunmakta. Gür saçlara sahipseniz, büyük ihtimalle en büyük sorununuz saçlarınızın zor kurumasıdır. Hızlı, etkili ve sağlıklı bir kurutma işlevi için turbo özelliği olan modeller ideal. Saçlarınız kolay elektrikleniyorsa, normal makineyle kurutunca tiftik görünümü oluşuyorsa, o zaman iyon özellikli makineler sizin için. Her tip saç için takip edilebilecek genel bir kural da, hava çıkışını sağlayan bölümün seramik ya da nano silver gibi yüksek teknolojili, sağlıklı bir materyalden üretilmiş olması. Eğer makineyi sadece kurutmak için değil, kalıcı şekiller vermek için de kullanmak istiyorsanız, o zaman arayacağınız özellik etkili bir soğuk üfleme işlevi olmalı. Çünkü saçınızı ısıyla şekillendirdikten sonra makineyle soğutmak, şeklin kalıcılığını önemli ölçüde artırır. Buna ek olarak saçınıza kendiniz şekil vereceğinizden, hafif bir model tercih etmek kollarına binen yükü azaltır ve işinizi kolaylaştırır. Bu arada kendi can güvenliğinizi göz ardı etmeyin. Artık çoğu makinede bulabileceğiniz termostat özelliği, sizi yangın ve elektrik çarpması gibi ev kazalarından korur.

Saç bakımı hakkında püf noktalar yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Besinlerin besin değerini koruyun!

Bebek beslenme gereçleri bebeklerin özel ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde üretilmiş ürünlerdir. Bebeğinize yedirmeyi seçeceğiniz besinler kadar, bu besinlere temas eden araç gereçlerin kalitesi de önem kazanmaktadır. Tam da bu amaçla üretilmiş olan cam rende, özenle seçtiğiniz organik meyve ve sebzeleri güvenle rendeleyip bebeğinizin hazmedebileceği forma sokar. Metal rendeler meyve-sebzelerin içerdiği vitamin ve mineralleri maalesef azaltmaktadır. Kurşun içermeyen sağlıklı camdan üretilmiş rendeler sayesinde, bebeğinizin besinlerden maksimum verimi almasını sağlayabilirsiniz.

Biberon ve mama kaşığı

Bebeğinizi beslerken sıklıkla başvuracağınız araçlardan biri de biberon olacak. Dolayısıyla sağlıklı ve dayanıklı bir model tercih etmeniz önemli. Yenidoğanlar ve biberonu henüz kendisi tutmayan bebekler için cam modeller sağlıklı olacaktır. Bebeğiniz biberonu tutmaya başladıktan sonra, kırılmaz, dayanıklı modeller tercih etmeniz bebeğinizin güvenliği için önemlidir. Mama kaşıkları arasından seçim yaparken, diş etine zarar vermeyen yumuşaklıkta, kanserojen madde içermeyen ürünler tercih edin.

Besinleri doğru şekilde saklayın

Bebeğinizin sağlığı için besinlerin doğru şekilde saklanması da önemlidir. Aksi takdirde oluşabilecek bakteriler, bebeğinizin sağlığı açısından zararlı olabilir. Bilindiği gibi cam saklama kapları, çoğu zaman daha sağlıklı olmaktadır. Bu kapların kapaklarında BPA bulunmamasına dikkat edin. Biberon kapaklı meyve sebze filtresi de oldukça kullanışlı ve sağlıklı ürünler arasında sayılabilir. Ev yapımı bebek mamalarını hava almayan kaplarda 3 aya kadar dondurabilirsiniz. Açık mamalar, 2 güne kadar buzdolabında saklanabilir.

Hem besleyici, hem öğretici!

Bebek alıştırma bardakları, biberondan bardağa geçişi kolaylaştırmak için tasarlanmış ürünlerdir. 6 aydan sonra kullanılması tavsiye edilmektir. Bebeğiniz başlarda sizin de yardımınıza ihtiyaç duyacak, kendi tutma becerisini yavaş yavaş geliştirecektir. Özellikle damlatmayan modeller, bebeğinizin kavrama becerisini geliştirirken maceracı olmasına olanak tanır! Alıştırma bardağının üzerinde bebeğin ilgisini çekecek sevimli, renkli figürler olması da geçiş sürecini destekleyecektir. Alıştırma bardaklarında su, meyve suyu ve süt verebilirsiniz.

Önlük deyip geçmeyin

Bebek önlüğü modelleri, sadece beslenme için tasarlanabileceği gibi, oyun zamanlarında da kullanılacak şekilde geliştirilmiş olabilir. Mama önlüklerine daha çok ek gıdalara geçildiğinde ihtiyaç duyulur. Önlüğü seçerken dikkat edeceğiniz noktalar arasında, önlüğün kalitesi, dayanıklılığı, nem ve sıvı geçirmezliği bulunmaktadır. Kullanışlı bir mama önlüğü seçmek, sizin de çamaşır yükünüzü azaltacak, beslenme zamanını keyifli bir oyuna dönüştürmenize yardımcı olacaktır. Katlanabilir modeller dışarı da daha rahat taşındığından pratik olacaktır.

Bebeğiniz için beslenme gereçlerini tanıyalım. Böylece bebeğinizin sağlıklı büyümesini destekleyebilelim. bebek beslenme gereçleri arasından yapacağınız doğru tercihlerle, mama zamanı oyun zamanına dönüşecek!

Bebeğiniz için beslenme gereçleri yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Ama bu kadar işe yarayacağını da düşünmedim.

Biliyorsunuz, artık her şey telefonunuzla iletişim halinde! JBL hoparlör de bunu bozmuyor ve Bluetooth sayesinde, telefonunuzla tanışıp telefonunuzdan çıkacak her türlü sesi üstleniyor.

Bu sayede, telefondaki müzikleri dinleyebiliyorsunuz, hem de boyundan posundan hiç beklenmeyecek bir kalitede…Üstündeki küçük klipsi sayesinde, ister çantanıza, ister kamp çadırınızın bir köşesine taktığınız anda işlem tamam.

Tabii, bir de benim gibi bebeğiniz küçükken ve uyutmak için şelale, orman, okyanus gibi seslerle uyumasına alıştırdıysanız…Tatile gittiğiniz ya da dışarıda olduğunuz zaman da bu bir sorun haline geliyorsa, JBL hoparlör tam burada da yardıma yetişiyor.

Benim en çok kullandığım yer ise, arabam. Arabada Blueetooth olmadığı için, araba kullanırken telefonda konuşmak, ya da kendi müziğimi dinlemek sorun oluyordu. Hoparlördeki mikrofon sayesinde, bu sorunu da ortadan kalkmış oldu.

Bu arada meraklılarına; JBL hoparlörün su altında da çalışabilme özelliği olduğunu da ekleyeyim…Hiç denemedim ama dalış yapanların içinden, “Şurada bir de bir şarkı patlatsaydım!” diye geçiren varsa, buyurun size çözüm!

Tabii insanın merakı bu yönde olunca, evde beni bunaltan bir ‘Adaptör Yığını’ mevcut ve bu hoparlörün o yığına bir katkı sağlamadığını da mutlulukla söyleyebilirim.

İçinden çıkan kablosu, telefon şarj aletlerine uyumlu, dolayısıyla ekstra bir takoz adaptör taşımamış oluyorsunuz. (Kendi şarjı da uzun süre dayanıyor.)

Birden fazla sorunu çözdüğü, pratik, küçük ve kaliteli olduğu için ben bu JBL hoparlörden oldukça memnunum.

Benzer ihtiyaçlarınız varsa hiç düşünmeyin derim.

IŞIL KONAKÇI
12 yıllık kurumsal hayatı ardında bırakarak 12 ve 2,5 yaşlarındaki erkek çocuğu ve Labrador köpeğiyle yaşadıklarını 1 Bebek 1 Çocuk 1 Köpek blogunda 2014 yılından itibaren paylaşmaya başlamıştır.

Yeni Buluşum: JBL Bluetooth Hoparlör! yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Dolayısıyla bebeğinizin uyku düzeni yaşamsal bir öneme sahip! Öyleyse bebeğinizin uykusunu desteklemek için ne yapabilirsiniz ve nasıl ürünler tercih etmelisiniz?

Uyku setleriyle uykuyu pekiştirin!

Uyku, biyolojik bir işlev olduğu kadar, bir davranış olarak da kategorize ediliyor. Her davranışta olduğu gibi uyku davranışını da geliştirmek, desteklemek mümkün. Bebeğinizin sağlıklı bir uyku düzenine alışması için önerilenler arasında ilk sırayı, uyku için belirli bir yer belirlenmesi ve buna sadık kalınması alıyor. bebek uyku seti çeşitleri bu açıdan çok pratik çünkü bebeğinizin doğrudan uyku ile ilişkilendirebileceği, güvenli bir alan sunuyor. Yarı korumalı uyku setleri, açık kalan tarafları sayesinde anne yatağına eklenebiliyor.

Uyku kalitesi

Bebeğiniz için geceleri ideal uyku süresi akşam 7-8 ile sabah 6-7 arasında. Gün içerisinde de yaklaşık üç kere birer saate yakın şekerleme yapacak. Fakat bebeğinizin uyku süresi kadar uyku kalitesi de önemli. Uyku kalitesinin en önemli özelliği, kesintisiz olması! İşte bu noktada bebeğiniz için seçtiğiniz kıyafet de önem kazanıyor. Özellikle gece uykusu için bebek uyku tulumu çeşitleri, uykudaki doğal hareketleri kısıtlamayarak uyku kalitesini artıracaktır. Pamuklu uyku tulumları bebeğinizin cildine dost olacak, yumuşacık dokusuyla uykusunu destekleyecektir.

Bebeğiniz için yatak seçimi

Uyku kalitesini artıracak bir diğer önemli etmen de yatak tercihi olacaktır. Yatak çeşitleri arasında süngerli, yaylı ya da lateks modeller ile visko yatakları bulmak mümkün. Özellikle bebeğinizin ilk 3 ayı için kendi yatağınıza rahatlıkla dayayabileceğiniz anne yanı yatak modellerini tercih edebilirsiniz. Takip eden aylarda yavaş yavaş bebeğin kendisine ait bir odası, kendi alanı olacaktır. O zaman da ortopedik bebek yataklarını tercih edin.

Beşik seçerken neye dikkat etmeli?

Beşikler de hem sağlıklı hem de pratik bir kullanım alanı sunabiliyor. Beşik seçerken dikkat edebileceğiniz bazı noktalar var. Kolay taşınabilen ve hareket eden modeller sizin için daha kullanışlı olacaktır. Çekmeceli beşik modelleri ile yer kazanmanız da mümkün! Beşiğin kumaşının yıkanabilir olmasına dikkat edin. Nem geçirmeyen, anti bakteriyel modeller bulabilirsiniz. Yüzeylerin pürüzsüz ve sağlam olması hem bebeğinizin sağlığı, hem de beşiğin ömrü açısından önemlidir.

Doğru nevresim takımı

Yatağınızı ya da beşiğinizi buldunuz, bebeğinize rahat uyku kıyafetleri aldınız, sıra geldi sağlıklı bir nevresim takımı seçmeye! Doğru bir nevresim takımı tercihi, bebeğinizin uyku kalitesini artıracaktır. Organik, doğal materyallerden üretilen kumaşlarda anti alerjenik ve anti bakteriyel özellikler bulmak mümkündür. Güvenli fermuar modelleriyle donatılmış ürünler hem bebeğinizi koruyacak, hem de sizin işinizi kolaylaştıracaktır. Renkli bebek battaniyeleri ise özellikle kış aylarında, hem ev içinde hem dışarıda kullanım için idealdir.

Bebek gelişimde uykunun yeri paha biçilmez! bebek uyku seti çeşitleri, beşik modelleri ve uyku tulumlarıyla bebeğinizin uyku kalitesini artırın!

Bebek gelişiminde uykunun yeri yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

2 çocukta 5 bebek arabası kullanmış biri var karşınızda…

O kadar çok seçenek var ki! Yüksek, alçak, 3 tekerlekli 4 tekerlekli, seyahat sistemi veya baston, bebeğin yüzü size dönük ya da değil? Lütfen, lütfen sevgili anneler ve anne adayları, kendimize karşı dürüst olalım şimdi; çünkü bütün bu değişik özelliklerin yanısıra, bir de gözümüze güzel görünmesi gerektiğini de itiraf edelim.

Sanırım ilk anne adaylarının çoğu, önce seçimini Seyahat Sistemleri’nden yana yapmayı mantıklı buluyor. Ben de öyle yaptım! Araba koltuğunu bebek arabasına oturtabileceğiniz, bebeğiniz büyüdüğünde de araba olarak kullanmaya geçebileceğinizi düşünmek gayet mantıklı. Tabii ki Seyahat Sistemleri’nin kendi içinde de pek çok seçeneği var; Örneğin Chicco My City, Prego ve daha fazlası. Eğer siz de seçiminizi bu yönde yapacaksanız, dikkat etmeniz gereken bir, iki noktayı size hatırlatayım: arabayı denerken, içine hızla ağırlaşacak bebeğinizin de geleceğini, ve indirip kaldıracağınız, bazen zor zamanlar da rekor denemeleri yapacağınızı da düşünün. Açılıp kapanmasının pratik olmasının yanı sıra, kapandığında arabanızın bagajına sığıp sığmayacağını da hesaba katmalısınız.

İlk bir kaç ay, ana kucağı ve dev gibi tekerleklerle mücadele ettikten sonra, ben daha pratik bir arayışa girdim. Bir kaç başarısız denemem olmadı değil- 3 tekerlekli olanlar çok güzel görünmesine rağmen, umduğum kadar çok katlanmadı, ve bizim meşhur kocaman kaldırımlarımızla epey bir mücadele ettim. Yine de 3 tekerleklilerin arasında seçim bolluğu sanırım en fazla Maxi Cosi ve Quinny’lerde var. Şeker gibi renkleri ve birbirlerine uyan parçalarıyla, kendimi, Quinny’yi denediğim için anlayışla karşıladım.

Her annenin yolu, bir gün mutlaka Baston Puset’ten geçecektir! Evet, belki bebeğiniz biraz büyüdükten sonra; ama ilk iki yılda en az iki bebek arabası şimdi kulağınıza delilik gibi geliyorsa, sonradan beni hatırlayacaksınız.

Tek hamlede kapatabileceğiniz, kapandığında bütün bagajı değil, sadece modist bir kısmını kaplayacak, ve bebişiniz kendi itmek istediğinde (Evet, bu da olacaklar arasında !) itemediği için ona sinir krizi geçirtmeyecek baston pusetler, Maclaren ile meşhur olduysa da, artık aşağı her markanın var. Chicco Snappy, Maxi Cosi Milla bunların arasında ve fiyatları da gayet makul.

Güzel, gezmeli tozmalı günlerde görüşmek dileğiyle!

IŞIL KONAKÇI
12 yıllık kurumsal hayatı ardında bırakarak 12 ve 2,5 yaşlarındaki erkek çocuğu ve Labrador köpeğiyle yaşadıklarını 1 Bebek 1 Çocuk 1 Köpek blogunda 2014 yılından itibaren paylaşmaya başlamıştır.

Bebek Arabası Mı? Ama Hangisi? yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Saçınızın yağlı ya da kuru, ince telli ya da kalın telli olması gibi özelliklerine özel tasarlanmış ürünler bulmanız mümkün.

Saçımıza neler oluyor?

Saç bakımı sadece güzel bir görünüm için değil, saçınızın sağlığı ve ilerleyen yaşlarda dayanıklı kalması açısından da önemli. Saçlarınızın dokusunu etkileyen olumsuz dış etkenler arasında düzleştirici gibi ısıyla şekil veren aletlerin yoğun kullanımı, boya ve diğer kimyasal işlemler ile hava kirliliği sayılabilir. Bunun yanı sıra sağlıksız beslenme, yeterince su içmeme, stres ve sigara kullanımı da saçın sağlığını etkileyecektir. Bu saydığımız etkenler saçlarda kurumaya, yağlanmaya, dökülmeye, incelme ve kopmalara sebep olabilir.

Yıpranmış saçlar için

Eğer sıklıkla kuaför işlemlerine başvuruyorsanız, özellikle de boya kullanıyorsanız, saçınıza bakım yapmak sizin için daha da önem kazanacak. Bu tarz işlemlerin saçı yıpratmasının sebebi genelde kurutması oluyor. Bu sebeple yıpranmış saçların başvurabileceği en etkili bakım ürünlerinden biri nem maskesi. Saç tipinize özel tasarlanabilen bu ürünler, saçınızın doğal nem dengesini yeniden kurarak, saçınıza sağlık ve parlaklık verecektir. Saç uçlarına sürebileceğiniz bakım yağları da, kırılmalara karşı koruma sağlayabilir.

Artık geri dönüşü olmayan sorunlar yok!

Bazı durumlarda, artık saçınızın eski haline dönmeyeceğini düşünerek umutsuzluğa kapılabilirsiniz. Bu durum özellikle koyu renk saçtan platin sarısı gibi moda renklere geçiş yapan hanımların derdi olabiliyor. Oysa gelişen teknoloji sayesinde artık yıpranmış saçlara kesin bir çözüm var: bakım maskeleri! Davines gibi dünyaca ünlü markaların bu ciddi zarar görmüş saçlara özel ürettiği bakım maskeleri, perma ve röfle gibi kimyasal işlemlerin de etkilerini hafifletebiliyor.

Yağlı saçlar için

Yağlı saç basitçe genetik bir durum olabilir. Fakat bu özellik, yanlış bir şampuanla fazla sık yıkama, gün içinde sürekli saçla oynama gibi durumlar yüzünden daha fazla göze batar hale gelebilmektedir. Doğru bir bakım ürünü ve şampuan seçerseniz, saçınızın kendine has bu özelliğini yararınıza çevirmeniz mümkündür! Renklendirici, paraben, alkol gibi kimyasallar içermeyen, mümkünse doğal bitki özlerinden elde edilmiş şampuan ve bakım ürünleri sizin için ideal olacaktır.

Kuru saçlar için

Kuru saçlar matlık, kolay kırılma, kepeklenme, zor uzama gibi istenmeyen özelliklere sahip olabilir. Bu tip saçlara sahipseniz, saçınıza uygun günlük şampuanınızın yanına, ayda bir kere uygulayabileceğiniz bir derin nemlendirme maskesi ekleyebilirsiniz. Saçınızı şekillendirirken kurutma ihtimali bulanan köpük ve sprey gibi ürünler yerine şekillendirici yağları tercih edebilirsiniz. Şampuan seçiminizde olabildiğince az kimyasal içeren, mümkünse zeytinyağı bazlı bir ürün tercih etmenizde fayda olacaktır.

Güzel saçların püf noktası, saç tipine göre saç bakımı! Kaliteli ve etkili saç bakımı ürünleri arasından yapacağınız doğru tercihle canlı, parlak, güçlü ve gür saçlar elde edin!

Saç tipine göre saç bakımı yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.

Bu yelpazede en çok tercih edilen ürünler arasında kuşkusuz müzik dinleme deneyimini bir üst seviyeye çıkaran teknolojiler bulunuyor. Bluetooth teknolojisi, kulaklık ya da hoparlör gibi eskiden kablo gerektiren araçları kablosuz hale getirerek müziği daha da taşınabilir kıldı!

Bluetooth’un kullanım alanları

Tabii ki bluetooth hoparlörler belli ihtiyaçları karşılamak amacıyla piyasaya sürüldü. Müziğin istendiği ya da gerektiği her yerde büyük bir kullanım rahatlığı sağlayan bu modeller, gerek günlük hayatı, gerek iş hayatını oldukça kolaylaştırdı. Açık hava partilerinde büyük bir sistem kurmadan müzik dinleyebilmek mümkün hale geldi. Okullardaki çeşitli etkinlikler bu teknoloji sayesinde kolaylaştı, gençler diledikleri kadar yaratıcı olabilmeye başladı. İş sunumlarında bile oldukça kolaylık sağlayan bu teknolojinin kullanım alanları sizin hayal gücünüzle sınırlı!

Bluetooth hoparlörlerin özellikleri

1- Taşınabilirlik: Eskiden ses sistemleri ses kaynağına kablo aracılığıyla bağlı olduğundan, müziğin dinlenebildiği alan oldukça kısıtlıydı. Bluetooth hoparlörler, farklı ihtiyaçlara hitap edecek boylarda üretiliyor. Ev içi kullanım için daha büyük boylar tercih edilebilecekken, yanınızda taşımanız için paltonuzun cebine atabileceğiniz boylarda hoparlörler bulmak da mümkün! 2- Ses Kalitesi: Tabii ki araya giren kablo ya da internet gibi başka teknolojilere bağımlı olmayan bluetooth hoparlörler, oldukça kaliteli bir ses sunuyor. 3- Hepsi bir arada: Tercih ettiğiniz boya göre, tek çıkışlı, stereo, hatta kendi subwoofer’ına sahip modeller bulabilirsiniz!

Kalıcı bir keyif!

Bu hoparlörlerin en belirgin özelliğinin taşınabilirlik olduğundan bahsetmiştik. Ev ya da ofis gibi kapalı alanlarda kullanabileceğiniz, yarı taşınabilir kategorisine giren, daha büyük modeller bulmanız da mümkün. Taşınabilirlik özelliği, haliyle beraberinde dayanıklılık da gerektiriyor. Kaliteli bluethooth hoparlörler, uzun süre çeşitli şekillerde taşımalara dayanacak sağlamlıkta kasalardan üretiliyor. Su geçirmez özelliği bulunan hoparlörlerin de banyo keyfinize eşlik etmek için tasarlandığını anımsatmadan geçemeyeceğiz! Tabii bu tatlı modelleri yağmurlu havalarda da kullanmanız olası.

Eviniz için şıklık ve kalite

Seçeceğiniz hoparlörün boyutu ne kadar büyük olursa, ses kalitesinin, dolayısıyla da fiyatının yükselmesi mümkün. Özellikle daha büyük boyda tasarlanan bu ev içi kullanıma uygun olan hoparlör çeşitleri, şık görünümleriyle evinizin dekorasyonuna uyum sağlayacak bir çok alternatife sahip. Dağınıklık yaratan ve toz tutan kabloların olmayışı, üstelik yarı taşınabilirlik özelliği sayesinde rahatlıkla yerinin değiştirilmesi, keyifli ve uzun süreli bir kullanım vaat ediyor.

Alışveriş zamanı geldi mi?

Hoparlör almak için piyasaya göz atmaya başladığınızda karşınıza çıkacak çeşitlilik kafa karıştırıcı olabilir. Öyleyse sizin için hangi bluetooth hoparlör uygun? Bunu ancak sizin kendi ihtiyaçlarınız belirleyecektir. Cebe atılabilen minik modeller, her zaman çoğu kişi için kullanışlı olacaktır. Yine ihtiyacınıza göre pil ömrünü ve pil boyutunu da değerlendirmek isteyebilirsiniz. Kamp gibi doğa sporlarından hoşlanıyorsanız, düşmelere daha dayanıklı üretilmiş modeller de bulmanız mümkün!

Bluetooth hoparlörler sayesinde müzik her yerde: Bluetooth hoparlörleri keşfedin, hayatınıza eğlence ve kolaylık katın!

Müzik Her Yerde: Bluetooth Hoparlörleri Keşfedin yazısı ilk önce Hepsiburada Blog üzerinde ortaya çıktı.